CHP lideri Özgür Özel Mersin'de coştu
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Mersin mitinginde coştu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 'siyasi düelloya' davet etti
Siyaset
Yayın: 26 Nisan 2025 - Cumartesi - Güncelleme: 26.04.2025 20:46:00
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
38 okunma

STRATEJİKHABER.COM-Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun serbest bırakılması için her hafta sonu Türkiye’nin farklı bir ilinde düzenlenen ''Millet İradesine Sahip Çıkıyor'' mitinginin üçüncüsü yapıldı. Miting, Samsun ve Yozgat'ın ardından Mersin'de gerçekleştirildi.
ÖZGÜR ÖZEL'in Konuşmasından Satır Başları
"Bugün Mersin'de dron kalabalığın ucuna ulaşamıyor. Mersin, tarihin en büyük mitinglerinden birini yapıyor ama hep söylediğimiz gibi, bugün biz buraya Mersin'de toplanmaya, miting yapmaya gelmedik. Biz bugün Mersin'e eylem yapmaya, sonuç almaya geldik.
Bugün bu meydanda narenciyeyi dalda bırakanlara, adaleti limon gibi sıkanlara karşı mitinge değil, eyleme geldik. Zulme karşı susmayan, bugün de Yenişehir Meydanı'na sığmayan Mersinlilerle birlikte tarihe geçmeye, tarih yazmaya geldik.
Gelecek seçimlerden sonra AK Parti gidecek, Cumhuriyet Halk Partisi gelecek. Türkiye'ye huzur gelecek. O huzuru ise bugün bizi Silivri zindanındaki odasında küçücük telefondan izleyen, koca yüreğiyle Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'dur. Buradan Ekrem Başkan'a, Silivri'ye bin selam yolluyoruz. Sizi görüyor, sizi heyecanla izliyor.
Bu ülke kolay kurulmadı. 100 yıl boyunca çok zor zamanlardan geçtik, çok kara kışlar gördük. Ama nerede tökezledik, nerede düştük, hep birlikte daha güçlü ayağa kalktık. Şimdi de kendini milletin üstünde görenler, bu millete istikamet dayatmak isteyenler var. Bu milletin nasıl bir millet olduğunu, bir kişiden, bir zümreden, bir partiden çok daha güçlü ve büyük olduğunu bütün Türkiye'ye ve dünyaya her gün gösteriyoruz. Çünkü, bu millet her şeyi affeder. Yoksulluğa, sıkıntıya bile sabreder. Ama iradesini elinden almak isteyenlere sabretmez. Onları affetmez. Bu millet, sandığın değerini bilir ve sandığına, seçme seçilme hakkına her zaman sahip çıkar. Darbeler olur, kimine hemen direnir, kiminde biraz gecikir. Ama eninde sonunda iradesinin arkasında, darbecilerin karşısında olur. Çünkü bilir ki, sandık giderse, seçme hakkı giderse her şey tehlike altındadır. Bunu nereden bilir? Şuradan bilir; Çanakkale Savaşı'nda bütün bir millet Çanakkale'yi bırakmamak için oradan donanma geçmesin, işgal orduları geçmesin diye, Anadolu işgal edilmesin diye can vermiştir, on binler toprak altında kefensiz yatmıştır ama sonra bir kişinin iradesiyle, ne zaman ki Çanakkale geçilmesin diye dedelerimiz koyun koyuna toprak altında kefensiz yatmasına rağmen, İstanbul'daki tek kişinin bir onayıyla, bir hatasıyla o donanmalar birkaç yıl sonra gelmiş, İstanbul işgal edilmiştir. Bir yönetimin, tek adamın rızasıyla nasıl işgal orduları ayak basmıştır, sonrasında Anadolu 7 farklı ordu tarafından taksim edilmiş, işgal edilmiştir. Anadolu'daki çiftçinin tarlasına, bağına, bostanına işgalci askerlerin postalı basmıştır, köyüne düşman ordusu gelmiştir, malı mülkü, namusu tehdit altına girmiştir. O gün Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile beraber ayağa kalkmış, şahlanmış, düşmandan yurdu kurtarmış, sonra da kurtarıcısıyla birlikte cumhuriyeti kurmuştur. Mustafa Kemal'e kimi krallık layık görmüştür, kimi padişahlık, kimi Amerikan tipi başkanlık önermiştir, kimi İngiliz gibi krallık. Paşa demiştir ki; kararı millet verir, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. İşte Anadolu'nun, Rumeli'nin irfan sahibi güzel insanları bilir ki; her tek adam rejiminin sonu hüsrandır. Kendine de hüsrandır, vatana da hüsrandır.
Mübarek Ramazan'da, bir iftar sofrasında haber aldık ki; Ekrem Başkan'ın 31 yıl önce aldığı diplomasını iptal ettiler. Takip eden sahurda, binlerce polis kardeşimizi haksızca evine gönderdiler, gözaltına aldılar. 4 gün tuttular ve ardından Silivri zindanına koydular. İstiklal Marşımız 'Korkma' diye başlar. Saraçhane'de 7 gün 7 gece direnenlere, Mersin'de, 81 ilde sokaklara taşanlara, Maltepe'de 2,2 milyon olup meydanlara sığmayanlara, 15,5 milyon kişi sandık başına koşup adayına sahip çıkanlara selam olsun, helal olsun ki; darbecilere tarihi bir ders vermişlerdir.
Buradan, Mersin'den Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum... Ben, cumhurbaşkanı adayıma, Ekrem Başkan'a güveniyorum, tam arkasındayım. Eğer iddialarına güveniyorsan, TRT'yi açalım, isteyen bütün televizyonları açalım, senin savcın soruları sorsun, benim başkanım canlı yayında yargılansın. Görelim bakalım; kim dürüst, kim iftiracı? Var mısın? Buradan Sayın Erdoğan'a bütün milletin önünde bir büyük teklifte bulunuyorum. Ve siyaset tarihinin, siyasetimizin en büyük karşı karşıya gelmesini, düellosunu teklif ediyorum. Şunu yapacağız; canlı yayında yargılama olacak, sonra Türkiye'nin bütün anket şirketlerinin ortalamasını alacağız. Eğer Ekrem İmamoğlu'nun suçluluğuna millet ikna olursa, siyaseti ben bırakıyorum. Olmazsa, sen bırakmaya var mısın? Hatta sana yüzde 25 de avans veriyorum. Eğer senin savcın haklı çıkarsa ben istifa edeceğim. Ekrem İmamoğlu'nun haklılığı ortaya çıkınca sen istifa edecek misin? Var mı cesaretin? Hodri meydan sana. Ama böyle bir yürekleri, cesaretleri yok."
Yorumlar (0)